Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Erzurum’da hukuk fakültesi öğrencileriyle buluştu: (2)
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin ikinci yüzyıla girdiği dönemde darbe anayasasından kurtulmak istediklerini belirterek, “Demokratik, sivil, katılımcı, kapsayıcı, temel hakları ön planda tutan yeni bir anayasayla yolumuza devam edersek” dedi. Özgürlükler, Türkiye’ye ve gençlerimize çok yakışacaktır.” .” söz konusu.
Tunç, Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Erzurum Hukuk Kulübü’nün düzenlediği Atatürk Üniversitesi Meclis Simülasyon Programı’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kuvvetler ayrılığını getiren bir sistem olduğunu söyledi.
Bazı siyasilerin bu durumu farklı şekilde açıklamaya çalıştıklarını belirten Tunç, şöyle konuştu:
“Genç kardeşlerime şunu söylemek isterim ki demokrasinin ön şartı yasama, yürütme ve yargı kuvvetler ayrılığının tam olarak uygulanmasıdır… Bu sistem kuvvetler ayrılığını getiren bir sistemdir. Yasama, yürütme ve yargı keskin bir çizgiyle ayrılmıştır.Vatandaş doğrudan kendi iradesini belirler.Milletimiz Cumhuriyeti güçlendiren, demokrasiye daha uygun bir yönetim sistemini onayladı.’Yasama ile yürütme arasında bir denetim mekanizması yoktur.’ Diyenler olabilir ama inanmayanlar olabilir. Yasama ve yürütme arasındaki kontrol sistemleri parlamenter sistemdeki mekanizmalardan daha büyük, neden? Önceki sistemde Cumhurbaşkanlığı’nın hiçbir süreci yargı önüne çıkarılmazken, Artık Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olduğundan tüm süreçler ve kararlar yargı denetimine tabidir. Önceki sistemde yargı denetimine tabi değildi. “Hangisi daha demokratik, hangisi kurala daha uygun” hukuk mu? Yasama organı daha güçlü, neden daha güçlü, çünkü artık yasa teklif etme yetkisi yalnızca Meclis’te.”
“Kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam anlamıyla uygulandığı bir sisteme geçtik.”
Tunç, yeni sistemde kanun yapma yetkisinin milletvekillerine ait olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Bu sistemin eskisinden farkı nedir? Güvenoyudur. Çünkü kurulacak hükümeti doğrudan sandıkta millet belirler. Hükümetin liderinin ve Cumhurbaşkanının kim olacağı bellidir. Seçim gecesi, dolayısıyla hükümeti milletin belirlediği bir organizasyonda tekrar Meclis’e gelip ‘Milletin güvendiği bu hükümete sizin de inancınız var’ diyorlar. “Oy veriyor musunuz?” hepsi bu. bu yüzden güven oyu yok, gensoru yok. bu yüzden gensoru yok, yasama ve yürütmenin birbirinden ayrıldığı bir sistem. önceki sistem yasama ve yürütmenin olduğu bir sistemdi. bitişikti. Bakanlar milletvekilleri arasından geliyordu. Yani yetkiler “Ayrılık ilkesinin tam olarak uygulandığı bir sisteme geçtik.”
Hedeflerinin hükümetin güçlü, yargının bağımsız olduğu bir sistemle yeni bir anayasa olduğunu belirten Tunç, “Türkiye Yüzyılına başladığımız bu anlamlı dönemde, Cumhuriyet yüzyılımızı geride bırakıp 2. yüzyıla başladık. İnşallah darbe anayasasından kurtulup demokratik, sivil, katılımcı, kapsayıcı, temel bir anayasayı yaratacağız.” Hak ve özgürlükleri ön planda tutan yeni bir anayasayla yolumuza devam edersek bu Türkiye’ye ve gençlerimize çok yakışacaktır. Umarım bunu başaracağız. Bu, Meclis’teki uzlaşmaya bağlıdır. Bakanlık olarak özellikle taslak çalışmalar konusunda geçmiş tecrübelerden faydalanarak TBMM üyelerine gerekli katkıyı sağlayacağız. “Deneyeceğiz.” dedi.
“Bundan sonra hakimlerimiz ve savcılarımız çok daha donanımlı bir şekilde kürsüye çıkacaklar.”
Bakan Tunç, fakülte sayısının ve mezun sayısının fazla olduğunu, bu nedenle hukuk eğitimini daha da güçlendireceklerini vurguladı.
Özellikle savunmada görev yapan avukat sayısının fazla olması nedeniyle savunmanın gücü açısından önümüzdeki süreçte eksiklikleri gidermeleri gerektiğini söyleyen Tunç, şöyle devam etti:
“Kontenjanlarda sınırlama vardı, şu anda 125 bin. Bunu 100 bine düşürmeye çalışıyoruz. Hukuk fakültesinden mezun olanlar artık avukatlık stajına başlamayacak, hakimlik, savcılık sınavına hemen giremeyecek. Öncelikle avukatlık mesleğine giriş sınavını geçecekler.Hakim ve savcıların adaylığını da kaldırdık, artık hakim ve savcı yardımcılığı sistemini getirdik.Adaylık iki yıl sürüyordu, asistanlık üç yıl sürecek Bir yıl adalet akademisinde deneyimli hocalarımızdan, uygulayıcılarımızdan, Yargıtay üyelerinden, birinci derece hakimlerden değerli ve güçlü bir eğitim alacaklar, eğitim boyunca çeşitli zamanlarda ara sınavları geçecekler, daha sonra İki yıl süreyle tecrübeli hakim ve savcıların yanında savcı yardımcısı olarak görev yapacaklar, çalışırken adli imza atamayacaklar ancak karar yazımında deneyimli hakim ve savcıların yanında hakim-çırak ilişkisi içinde hakim ve savcılarımızın yardımcısı olarak çalışacaklar. diğer konularda savcılar. Hakimlerimiz, savcılarımız onlara puan verecek. O puanlar ve akademideki tüm puanlar toplanacak ve mesleğe kabul için Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun huzuruna çıkacak ve mesleğe kabul bu şekilde gerçekleşecek. Dolayısıyla hakimlerimiz ve savcılarımız artık çok daha donanımlı ve güçlü bir şekilde kürsüye çıkacaklar.”
(Bitti)
???????